En İyi 10 Gezi Filmi

En İyi 10 Gezi Filmi #3 – Cidade de Deus (2002)

Brezilya.. 1960’lar.. Yer Tanrıkent.. Gençlerden oluşan Ölüm Üçlüsü motelleri soymakta, petrol dolu tırları kaçırmakta. Daha küçük çocuklar ise onları izleyip öğrenmektedir. Fazla iyi öğrenirler.. 1970’ler.. O çocuklardan Li’l Zé yükselişe geçer ve şehri kontrolüne alır. Rakip çeteleri acımasızca ortadan kaldırdığı için etrafa korku saçmaktadır. Tamamen karanlık tarafa geçmesine engel olan tek şey yakın arkadaşı Bené’dir. Rocket ise seneler boyunca bu ikisinin yükselişini izlemiştir ve bundan kendine pay çıkarmaz. Tek istediği fotoğraf çekmektir ama yine de kendini daima karmaşanın içinde bulur.. 1980’ler.. Son kalan iki çete arasında işler çığrından çıkmıştır.. Bütün bunlar son bulacak mı? Tanrıkent’e hoşgeldiniz..

Rio de Janeiro diyince herkesin aklına aynı şeyler gelir: Copacabana Plajı, Samba, Karnaval, Capoeria, Futbol.. Oysa ne kadar pek bahsedilmese de orada yaşayanların ve oraya gezmeye gidenlerin gözünün önünden hiç gitmeyen bambaşka bir manzara vardır: Rio’nun tepeleri ve favelalar. Favelalarda fakirlik son derece acımasızdır, oradaki herkes çocukluktan itibaren suç ve silahla tanışır, uyuşturucu başlıca gelir kapısı, cinayetler ve çeteler arası savaşlar ise günlük yaşamın bir parçasıdır. Sıradan güneşli bir günde Ipanema’da Caipirinha’sını yudumlarken duyar halk silah seslerini ve kimse umursamaz, çünkü kendi kaderlerine terkedilmişlerdir tepelerdekiler..

Uzun süredir bu şanssız bölgelerdeki hayatı beyazperdede cesurca anlatacak bir yönetmen çıkmadı ta ki belgesel filmlerle Brezilya’da hatırı sayılır bir ün kazanmış olan Fernando Meirelles, 2001 yılında bu işe elini atmaya karar verene kadar. Bunun ne kadar önemli olduğunu vurgulamalıyım çünkü favela yaşamı Brezilya’da tabudur, hakkında konuşulmaz, politikacılar sanatçıların bu işi kurcalamamalarını rica ederler(!), sonuçta ülkelerine gelecek turistleri ve dolarları kaçırmak istemezler. O yüzden favelalar hakkında film yapmak bir başkaldırıdır, halkın çoğunluğu tarafından nefret edilmeyi, medya tarafından karalanmayı göze almaktır. Sırf bu yüzden yönetmeni takdir etmeliyiz. Ancak çok daha fazlası var..

Hikaye gerçek bir öyküye dayanmakta, yirmi yıllık bir dönem boyunca Tanrıkent’teki güç savaşını anlatıyor. “Cidade de Deus” yani Tanrıkent, 1960’larda hükümet tarafından inşa edilen bir mahalleydi. Yapımından sonra kendi haline bırakıldı ve kısa zamanda Rio’nun en tehlikeli favelalarından biri oldu. Meirelles çocukluğunu Tanrıkent’te geçirmiş biri olarak, oradaki yaşamı en doğru şekilde resmetmeye çalıştı. Oyuncuları favelalardan, özellikle Tanrıkent’te yaşayanlardan seçti, hatta birçoğu gerçek hayatta da çete üyesiydi ve adam öldürmüşlerdi. Bu nedenle çok fazla rol yapmalarına gerek kalmadı, hatta çete adetleri konusunda yönetmene tavsiyeler bile verdiler. Filmde çocukların vahşeti ne kadar kolay kabullenebildiğini ve buna ne kadar çabuk alıştığını görmek ürpertici, bir bakıma Sineklerin Tanrısı’nı hatırlatıyor. Ve bütün bunların gerçekten yaşandığını, günümüzde yaşanmakta olduğunu ve hala bir çözüm üretilemediğini bilmek tam anlamıyla can yakıcı. Hikayenin vuruculuğunun, oyuncuların doğallığının yanında kusursuz kurgusunu ve görüntü yönetmenliğini de ekleyince Brezilya’dan çıkmış ve sadece 3 milyon dolar bütçeyle çekilmiş bu film, tüm zamanların en iyi filmleri arasına girmeyi sonuna kadar hakediyor.

NOT: Bu arada Rio’yu ve favelaları orada uzun süre yaşamış bir Türk yazarın bakış açısından okumak isterseniz Aslı Erdoğan’ın Kırmızı Pelerinli Kent kitabını tavsiye ederim.

You may also like...

Leave a Reply

Your email address will not be published.

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.