Beş Gün Beş Gece Yılbaşı Partisi!

[singlepic id=1221 w=200 h=150 float=left]1970’ler.. Hippi kültürünün yeni yeni ortaya çıktığı, her geçen sene daha fazla insanın kendini yollara attığı, özgürce dünyayı gezmeye başladığı dönem. Özellikle Asya ucuzluğu, tropikal güzellikleri sebebiyle kısa sürede gözdesi haline gelmişti bu meraklı gezginlerin, keşfetmeye açlardı ve karayoluyla seyahat ediyorlardı, o yüzden ayak basılmadık yer bırakmadılar koca kıtada. Bazı yerleri çok beğenip kendilerine yuva olarak seçtiler, başta Hindistan’da Goa ve Afganistan’da Kabil olmak üzere. Ve çok geçmeden Tayland’ı buldular. Güney adalarının hepsi cennetten birer köşeydi, üzerlerinde ise birkaç yüzden fazla insan yaşamıyordu. Yerleştiler buralara, bir kısmı ülkesine dönmekten vazgeçip hayatının geri kalanını bile oralarda geçirmeye karar vermişti çoktan. Bembeyaz [singlepic id=1205 w=200 h=150 float=right]kumların doldurduğu plajlarda çadırlarda kalıyor, yiyeceklerini verimli denizden topladıkları balıklarla sağlıyor ve her gece parti yapıyorlardı. İşte böyle bir ortamda, dünyada çok az kişi tarafından bilinen Koh Phangan diye bir adada küçük bir hippi grubu yaşıyordu. Bu hippilerden biri doğumgünü sebebiyle 1987’de büyük bir parti vermeye karar verdi, çevre adalardaki tüm tanıdıklarını çağırdılar, içkiler sağdan soldan temin edilmiş, müzik ise bir arabanın teybinden çalıyordu. O günkü parti o kadar unutulmazdı ki bittiğinde herkesin ağzında tek cümle vardı: “Bunu seneye tekrar yapmalıyız” Seneler aylar oldu, tarihleri karıştırmamak için her dolunay gününde yapmaya karar verdiler bu eğlenceyi, adını da “Full Moon Party” yani “Dolunay Partisi” koydular. Her geçen sene daha kalabalık, daha [singlepic id=1250 w=200 h=150 float=left]çılgın hale geliyordu parti. Otuz kişiyle yapılan ilk partinin ardından kısa sürede binlerle ifade edilmeye başlamıştı katılan sayısı. Ve sadece çevre adalardan değil, dünyanın her yerinden meraklılar akın etmeye başladı bu küçük adaya. Yatırımcıların potansiyeli görmemesi imkansızdı, her sene yeni bungalovlar, restaurantlar, yollar inşa edildi ve çok geçmeden Koh Phangan adası tüm dünyanın dilinde dolaşmaya başladı. Günümüzde bu adaya her dolunay dönemi onbinlerce gezgin akın ediyor, yılbaşı akşamları ise en fazla 1km uzunluğundaki bu plaj tam 50000 insan çekiyor dünyanın her köşesinden. Dolunay dışında yarım ay ve yeni ayda bile partiler yapılmaya başladı, ada her daim yoğun ve hareketli. Ben de yolculuğumda yeni yılda Tayland civarında olacağımdan herhalde daha iyi bir yer düşünemezdim yeni yıla girmek için.

Yılbaşı partisi aşırı popüler olduğundan ve oteller aylar öncesinden dolduğundan daha yolculuğuma başlamadan rezervasyonumu yapmıştım. Partinin yapıldığı plajın hemen 50 metre ilerisinde şık bir yer (Delight Resort) seçtim kendime, 3 aylık yol yorgunluğunu atmak için iyi bir mola olur diye düşünerek. [singlepic id=1215 w=150 h=200 float=right]Rezervasyonlarda oteller en az 5 ya da 7 gün kalınmalı diye şartlar koyuyorlar, ben de kendime 5 günlük konaklama seçmiştim. Singapur’da beraber gezdiğimiz Türk gezgin Kemal Kaya’yı hatırlarsınız, o da yılbaşı için Koh Phangan’a gelmeye karar verince o Malezya’dan ben de Krabi’den yola çıktık ve yılbaşından 3 gün önce adada buluştuk. Onun rezervasyonu olmadığı için sağda solda yer kalmış mı diye bakındık. Birkaç yer vardı ama 8-10 kişilik gayet döküntü yurt odalarında tek yatağa 20$ istiyorlardı, fiyatlar uçmuş gitmiş. Adanın diğer bölgelerinde aynı fiyata sakin plajların birinde bungalovda da konaklamak mümkünmüş ancak her seferinde taksi tutup git gel yapmak sıkıntılı olacağından çadır serip yatmaya karar verdi. Böylece plaja bakan bir tepenin ormanlık bir bölgesinde çadırı kurmak için iyi bir lokasyon seçtikten sonra partiye geçtik. Çoğu kişi aynı şekilde erkenden gelmişti adaya, ilk defa plaja indiğimizde beş gün sürecek parti resmi olarak başlamıştı..

[singlepic id=1219 w=200 h=150 float=left]Bu partinin kendine has bazı şeyleri var: bir kere içkiler genelde kovalarda satılıyor, içi dolu buz üzerine dilediğiniz alkollü ve alkolsüz içkiyi karıştırtabilirsiniz, fiyatları çok uygun. Örneğin sadece 6TL’ye 30cc’lik viski+kola+red bull dolu kova satıyorlar ki favorimiz buydu. Tabi bu viskinin yerel ve ağır olduğunu söylemeliyim, kola ve red bull ile karışınca tadı şeker gibi oluyor ve içimi de kolay olunca aman başka kova alayım, biraz daha içeyim derken bir bakmışsınız ikinci kova bitmeden kafanız oldukça güzel 🙂 Her gün sabaha kadar süren partinin sonunda plajda herkesi süper sarhoş halde buluyorsunuz. Kimi bulduğu köşelerde sızmış, kimi onca yorgunluğa rağmen [singlepic id=1227 w=200 h=150 float=right]dans etmeyi bırakmamış, daha saatlerce zıplayabilecek durumda. Diğer bir dolunay partisi markası ise neon boyalar. İster plaja gidip profesyonel boyacılara hazır resimlerden birini yaptırabilir, isterseniz de boya ve fırçayı kendiniz alıp dilediğiniz şeyi çizebilirsiniz üzerinize. Kimileri abartıp tüm vücudunu rengarenk boyamış, inanılmaz yaratıcı şekiller vardı. Ben de ilk günlerde boyacıya yaptırdım [singlepic id=1226 w=150 h=200 float=left]bir resim, baktım iyi tepki alıyor çevreden yılbaşı akşamı kendi boyamızı alıp rastgele şekiller çizdik birbirimize 🙂 Ve tabi ateş oyunları.. Plajda poi yani ateş dansı yapanlar, ateş yanan ipten atlamaca, ateşler arasından kaydırak ve ateşten limbo oyunu var. Özellikle ip atlama ve limbo biraz tehlikeli, bazen ipler atlayanın vücuduna dolanıyor ve atlayan da biraz sarhoşsa kurtulması zor oluyor. Tabi ben de denemeden edemezdim, kendimi ateşten ipin üzerine attım ve bir sakatlık yaşamadım neyse ki 🙂 Kısaca öyle bir ortam ki tüm plaj dilediğince eğleniyor, kimse kimseye karışmıyor ve herkesin yüzü gülüyor. İnsanların iyi ruh hali bulaşıcı gerçekten, sürekli başka ülkelerden yeni insanlarla tanışmak, onlarla dans etmek, beraber fotoğraflar çektirmek, gülmek, eğlenmek.. Ruhu genç olan herkes hayatında en az bir defa Full Moon Party deneyimi yaşamalı.

[singlepic id=1220 w=200 h=150 float=right]Full Moon Party sadece plajda olmuyor. Her gelenin birkaç gün kalmak zorunda kaldığı adada, büyük parti öncesi ve sonrasında kimi genel kimi gizli partiler yapılıyor. Örneğin en meşhurlarından biri Coral Bungalows’taki havuz partisi, gelenekseldir ve parti öncesi birkaç gün boyunca yapılır. Diğeri orman partisi, adanın ortasında gizli ve yerleşimin olmadığı ormanlık bir bölgede sabaha kadar çılgınlar gibi dans eder herkes. Sonuncusu ise büyük partinin birkaç gün sonrasında yapılan şelale partileri. Yine güzel doğanın içinde şelalelerin hemen dibinde parti yapmanın keyfi de büyük olmalı 🙂 Bu partilerde çalması için dünyanın en iyi dj’leri getiriliyor. Müzik ise genelde tekno, trance ve drum & bass.

[singlepic id=1203 w=200 h=150 float=left]Sadece parti mi var bu adada derseniz hayır, adanın özellikle iç kısmı harika doğal güzelliklere ev sahipliği yapmasıyla biliniyor. Yemyeşil tepeler, şelaleler, göletler, ıssız plajlar ile partiden zaman bulunduğunda her köşesi görülmesi gereken bir yer aslında burası. Biz de herkesin yaptığı gibi bir motorsiklet kiralayıp haritamızdan bakarak kendi başımıza gezmeye karar verdik adayı. Kemal’in motorsiklet kullanmışlığı vardı Endonezya’da, ben hiç bilmiyordum o yüzden o direksiyonda ben de arkada başladık geziye. Günlük kiralama ücreti 5$, benzinin litresi ise 1,5$ ama motorlar bakımsız ve [singlepic id=1207 w=150 h=200 float=right]döküntü halde olduğu için sürmesi çok zor. Yollar da yokuş in yokuş çık şeklinde olduğu için yola çıkalı 15 dakika olmuştu ki Kemal daha fazla gitmeye cesaret edemeyip geri dönmeye karar verdi. Ben de hazır motor varken altımızda bari kullanmayı öğreneyim dedim, düz bir yola geçtik ve birkaç sefer turladım yolu. Hiç beklediğim kadar zor değilmiş, bisiklet kullanmayı biliyorsanız denge konusunda hiç zorluk çekmiyorsunuz. Tabi bu kötü motorla o yokuşlara çıkacak halim yoktu, ama şu yolculuğum boyunca yavaş yavaş arttırmak istiyorum motorsiklet tecrübemi. Bu arada Koh Phangan’da yolların tehlikeli olduğunu herkes söylüyor, hatta istatistik yapmışlar da adadaki motorsiklet kazası sayısı plajdaki onbinlerce insan arasındaki ayağını yaralayanların (cam batması, burkulma, vs) sayısından daha fazlaymış. Ve plaj yaralanmaları emin olun hiç az olmuyor, her köşe başında klinikler bandaj yapmak ve dikiş atmak için hazır bekliyorlar parti süresince. Sanırım motorsiklet öğrenmek için en iyi yer olmasa gerek Koh Phangan Adası 🙂

Bir diğer yapılması gereken aktivite de çevre adaları dolaşan bir tekne gezisi. Aslında adaya bir saat uzaklıktaki Koh Tao Adası’na geçmeyi düşünüyorduk. Dünyada dalış öğrenmek için en iyi yerlerden biri olarak geçiyor, sayısız dalış noktası var adanın yakınlarında. Hemen yanındaki Koh Nang Yuan Adası ise hayatınızda görebileceğiniz en güzel manzaralardan birini veriyor: iki küçük ada birbirine bembeyaz bir plaj ile bağlanmış, deniz ise kristal berraklığında, onlarca çeşit balığı ile akvaryumdan farksız. Geçen sene geldiğimde buraya tekne turu almıştık, hala o kartpostaldan fırlamış görüntüyü unutamam. Bu sefer de benzer bir tur yapma girişimimiz oldu yalnız havalar kapalı, deniz de dalgalı olduğundan bu turun hiç keyifli olmayacağını söylüyordu herkes. Dalış için bu dönemde başka bir yere gitmemizin daha iyi olacağını dalış okulunun sahibinin kendisi bile söyleyince ondan da vazgeçtik. Hava durumu bu tropikal bölgelerde en önemli belirleyici, muson yağmurlarına bir yakalandınız mı tüm planlarınız anında suya düşüyor. Ama birşey yapmış olmak adına Koh Phangan çevresindeki tekne turunu satın aldık (550Baht). Gün olarak da yılın son gününü seçtik, doğal olarak koca teknede bizim dışımızda sadece 7 kişi vardı 🙂 Herkes zaten akşamdan kalma, kimsenin şnorkel yapmaya, yüzmeye enerjisi yoktu. Teknede Sao Paolo’dan Aluan ile tanıştım, Rio Karnavalı’na gitmeyi düşünüyormuş, “Beraber takılır, sonra arabayla Sao Paolo’ya geçeriz, orada da bende kalırsın” dedi. Daha ne ister ki bir insan? 🙂

[singlepic id=1231 w=200 h=150 float=left]Dört gün aralıksız parti ve uykusuzluğun ardından yılbaşı akşamı gelip çattı. Oteldeki şahane bir açık büfe yemekten sonra yerel Tayland dansını izledik ve önce plaj manzarası çekmek için tepeye çıkalım dedik. Ormanlık alanın ortasında havai fişekler vardı, başında bekçiler yeni yıla girildiği anda fişekleri [singlepic id=1252 w=200 h=150 float=right]ateşlemek için hazır bekliyorlardı. Saat 22:30 gibi plaja indik. Hayatımda hiç böyle bir kalabalık gördüğümü hatırlamıyorum, tüm plaj uçtan uca dolmuş taşmış, adım atacak yer yoktu. Artık millet boş yer bulamadığı için denizin içinde durup dans edenler bile vardı 🙂 Sadece Koh Phangan’da kalanlar değil, çevre adalardan da partiye akın akın gelenler olduğu için bot tutmuşlar, sahilden inip partiye dahil oluyorlardı. Kalabalık her geçen saat arttı. Saatler 12’yi gösterdiğinde muhteşem bir havai fişek gösterisi izledik ve ardından sadece eğlenmemize baktık. Herkes birbirinin arkadaşıydı, tanımadığınız biriyle birbirinize mutlu yıllar deyip konuşmaya başladıktan birkaç dakika sonra bir bakmışsınız kanka olmuş, beraber çılgınlar gibi dans ediyorsunuz. Otele döndüğümde saat 7’ydi, bir saat uyumaya çalışıp [singlepic id=1259 w=200 h=150 float=left]gürültüden pek başarılı olamayınca sahile tekrar gideyim dedim. Saat 8 olmasına rağmen plaj hala tıklım tıklım doluydu! Günün aydınlanmasıyla plajın içki şişeleri, kovalar ve pipetlerle dolu görüntüsü meydana çıktı, burada insanın ayağını sakatlamaması büyük başarı bence. [singlepic id=1265 w=150 h=200 float=right]Ve terlikler, herkes terliğini kaybediyor partide, sabah vakti biriken yüzlerce terliği de birtakım kişiler topluyorlardı, artık satıyorlar mı yoksa çöpe mi atıyorlar bilemedik. Tabi ikimiz de kaybettik terliklerimizi, kim bilir kimin ayağındadır şu anda onlar 🙂 Ama insanların yüzündeki o mutluluğu, o dertsizliği sabah vakti görmek çok güzeldi, sahile indiğim anda sadece yürürken bile onlarca kişi bana dönüp mutlu yıllar diyor, kimi konuşmaya çalışıyor, kimi de fotoğraf çekilmek istiyordu benimle. O parti ertesi gün akşam saatlerine kadar, son particinin de artık dans etmeye hali kalamaya kadar devam etti 🙂 Toplam 24 saat sürüyor Full Moon Party, uyuma alanları bile koymuşlar plajın ortasına, millet otele dönmeye gerek kalmadan burada birkaç saat kestirip dans etmeye devam ediyordu. Yorulunca da tekrar kumların üzerine. Şahane çözüm 🙂

Bu arada parti boyunca beni en çok şaşırtan şeylerden biri yolda tanıştığım iki gezgine burada tekrar rastlamam oldu. Hindistan Goa’da tanıştığım Asef’i hatırlarsınız belki, kendisi Kaşmir’li ve oradaki karışıklık nedeniyle zor zamanlar geçiren biriydi. Çok iyi bir çocuk, ona Goa’da Full Moon Party’den bahsetmiş ve bu deneyimi mutlaka yaşaması gerektiğini söylemiştim. Sözümü dinlemiş ve buralara [singlepic id=1206 w=200 h=150 float=left]kadar gelmiş, partiyi çok sevdiğini ve iyi ki geldiğini söyleyince çok mutlu oldum. Ama bir daha göremedim onu, zaten adada bir gördüğünüz insanı bir daha görmek imkansız. Diğeri ise Koh Phangan’dan dönüş yolunda karşılaştığım Nicolas oldu. Myanmar’da bir süre beraber gezdiğim ve o unutulmaz son gecede yanımda olan Arjantinli iki gençten biriydi. O da parti hakkında anlattıklarımdan  etkilenmiş olacak ki soluğu burada almış. Bayılmış partiye, hatta Alberto bir hafta daha kalmaya vermiş burada ama onu göremedim ne yazık ki. Nicolas Tayland’ın ardından sevgilisiyle Hindistan’a geçmeyi düşünüyor, yol boyunca ikisine güzel tavsiyeler verdim ve Arjantin’de tekrar görüşmek üzere ayrıldık 🙂

Koh Phangan’da Full Moon Party dönemleri zaten pahalıdır,  bir de yılbaşı olunca fiyatlar tavan yapmış doğal olarak. Yemekten market fiyatlarına, otellere ve turlara kadar her şey Tayland standartlarının üzerinde. Ve paralı turistleri de adaya çekmek için yoğun uğraş var, yıkılan basit sahil bungalovlarının yerine her geçen sene daha fazla beş yıldızlı otel ve lüks eğlence merkezi inşa ediliyor. O yüzden eski sırtçantalı havası belki bir on sene içinde yok olacak, hemen yakındaki Koh Samui gibi rehberli turla gelmiş kafilelere hizmet vermeye başlayacak. Bu nedenle söylüyorum, siz siz olun en kısa zamanda mümkünse yılbaşı için, değilse de herhangi bir dolunay döneminde mutlaka gidin bu adaya. Sözümü dinleyenler gayet memnun kaldılar, sizin de pişman olmayacağınıza garanti verebilirim 🙂