Bangkok: Bölüm 2

Ve yine Bangkok’tayım. Artık ikinci bir evimmiş gibi hissediyorum burada, her şey çok tanıdık, her şey çok rahat geliyor. Şehre vardığımda dikkatimi çeken ilk şey insanların krizden kurtulmuş olduğuydu. Sel korkusu belli ki sona ermiş, aradan geçen üç haftada o barikatlar kaldırılmış, şehir normal işleyişine geri dönmüş ve turist yoğunluğu hızla artmış. Üç hafta önce indirimlerle müşteri toplamaya çalışan oteller şimdi fiyatlarına zam yapmış, çoğu yerde oteller tamamen doluydu. Ben de rezervasyonum olmadığı için birkaç otel dolaşmak zorunda kaldım, sonunda bir önce kaldığım yerde bu sefer 14$’a kalmaya razı oldum. Özlemişim burayı, her gezginin ayda bir uğraması lazım bence 🙂

[singlepic id=1060 w=200 h=150 float=left]Burada iki gün kalıp Singapur’a uçmayı planlıyordum. E zaten akşam vardım Bangkok’a, topu topu bir günüm vardı şehirde gezecek. Ama tembelliğimden o bir günde bile gezmedim. Tek yaptığım çok sevdiğim bir restauranta gidip lezzetli ve ucuz set menülerinden seçmek ve Khao San’da takılmak oldu. Zaten Khao San’dan hiç çıkmadan bir hafta bile kalabilirsiniz, o kadar çok şey var ki yapacak. Yemek çeşitleri ise inanılmaz, onu da alayım bunu da tadayım derken sizi sürekli para harcamaya itiyor. Ben de sıradışı tadlar arayıp, çok geçmeden sıradaki hedefimi buldum: mürekkep balığı! Taze taze getirmişler tezgahlara, akşam ızgarada pişirip satıyorlardı. Görüntüsü biraz değişik, sapsarı bir rengi var. Tadı ise nasıl desem.. tadı yok, sanki silgi yiyormuş gibisiniz. Çiğnemesi ve yutması hiç kolay değil. O sırada yan tezgahta ilk böcek [singlepic id=1058 w=200 h=150 float=right]deneyimini yaşayan arkadaş grubu vardı, çocuğun biri dev solucanlardan birini yerken sokaktaki herkes aynı anda yüzünü ekşitiyordu. Başka bir yerde bir şişe içki gördüm, içinde dev akrep ve kobra yılanları, sanki canlılarmış ve şişeyi açtığınız an saldıracaklarmış gibi duruyorlardı. Onu şişeden içmek bayağı cesaret ister! Bir ara sahte kart yapan tezgahlardan birine geçtim. Tüm dünya ülkelerinin (Türkiye’nin ki de var, inceledim birebir aynı) ehliyetlerinden, belli üniversitelerin diplomalarına, FBI ve gazeteci kimliklerinden oynanmış TOEFL sonuçlarına istediğiniz her belgenin birebir aynısını 15 dakikada yapıyorlar. Fiyatı 30$ civarı, çok geldi. Yoksa California’dan bir ehliyet sahibi olmak güzel olurdu 🙂 Güzel ortam Khao San, herkes rahat, herkes arkadaş canlısı. Çoğu da Avustralyalı. Daha ne ister ki insan..

Bangkok’u gezemediğim için yazılmaya değer çok anım yok. Ama bu yolculukta sanırım bir daha Bangkok’a gelmeyeceğim ve bu güzel şehir hakkında aktarmak istediğim bazı şeyler var. 10 maddede Bangkok ile yazımı noktalıyorum. Görüşmek üzere..

1) Bangkok tam bir eğlence ve gezi şehri. Hayatı boyunca herkesin uğraması gereken bir yer. Şehirde yaşayan çok fazla yabancı var, turist sayısı olarak da Asya’nın en yoğun şehirlerinden. İngilizce yaygın olarak biliniyor ve kullanılıyor. Ama iki üç kelime Tayca bilir ve kullanırsanız, halk siz daha sıcak davranır ve bir şey satın alırken turist fiyatı söylemezler 🙂

2) Herkese göre bir şeyler var burada. Gündüz vakti yapılacak bir gezi için Grand Palace ve hemen yanındaki  Wat Pho ilk hedefiniz olmalı. Tayland kralı bu muhteşem sarayın kendine ayrılmış bölümünde yaşıyor. Wat Pho ise altından yatan buda heykeli ile dünya çapında meşhur. Diğer bir görülmezse olmaz tapınak Wat Arun, yani şafak tapınağı. Şehrin en eski tapınağı ve üzerindeki küçük heykelciklerle çok güzel gözüküyor. Günbatımında en güzel manzara için ise nehirden Wat Arun’u çekin diyorum 🙂

3) Bangkok’un en güzel taraflarından biri Chao Phraya Nehri’ni aktif olarak kullanmaları. Nehir üzerinde iki kıyı arasında ve kuzeyden güneye düzenli bot seferleri var ve Bangkok’un korkunç şehir trafiğinden [singlepic id=1166 w=160 h=120 float=left]kurtulmak için bazen en kullanışlı ulaşım aracı bu botlar oluyor. Botla giderken nehir kıyısındaki yüksek gökdelenleri ve çatısı nehre düşmek üzere olan teneke evleri içiçe, insanlarını bir arada görebilirsiniz. Çünkü burada zengin-fakir arasında kopukluk yok. Budist felsefesinde insanlar reenkarnasyona inanıyor ve bir kişi zenginse bunun sebebi önceki hayatında kendini Budizm’e adamış, çok iyi bir insan olması. O yüzden fakirler zenginlere eski hayatından dolayı saygı duyuyor, malını kıskanmıyor, zenginler de bir sonraki hayatını sağlama almak için olabildiğince mütevazı davranıyor 🙂

4) Şehirden 80km uzaklıkta[singlepic id=1175 w=200 h=150 float=right] meşhur Damnoen Saduak Yüzen Marketi var. Burada uzun kayıklara atlayıp dar kanallarda yanınıza yanaşan kayıklardaki çeşitli satıcılardan dilediğinizi alıyor ve yolunuza devam ediyorsunuz. Diyelim bir kayıkta yemek, diğerinde incik boncuk, başka bir tanesinde ev yapımı içki satıyorlar.. Halk bu yöntemi senelerdir kullanıyor ve son zamanlarda hızla artan turist yoğunluğunu saymazsak, yerel hayatı tadabileceğiniz güzel yerlerden biri.

5) Dünya turumda şu ana dek gördüğüm tek Türkler Bangkok’ta büyük bir alışveriş merkezindeydi. Burası Türk tur acentalarının büyük kafilelerle sık sık turlar düzenlediği bir yer ve kabul edelim, bu kadar popüler olmasının önemli sebeplerinden biri çok ucuza alışveriş imkanı 🙂 Özellikle elektronik ve giyim-kuşam konusunda tam bir cennettesiniz. MBK Center şehir merkezinde, her katında ayrı tip ürünün satıldığı devasa bir alışveriş merkezi. Sadece burada bile tüm gününüzü geçirebilirsiniz. Fiyatlar indirime açık ama büyük fark beklemeyin. Pazarlık yeteneklerinizi sonuna kadar kullanacağınız yer ise Chatuchak Gece Marketi ve Patpong sokağı. İşte buralarda indirebildiğiniz kadar indirin fiyatları, inanılmaz ucuza giysiler, hediyelik eşyalar, ipek kumaşlar, masaj yağları, evcil-vahşi hayvanlar ve daha birçok şey bulabilirsiniz. Benden tavsiye, bir ürünün asıl fiyatı genellikle satıcının ilk söylediği fiyatın dört ya da beşte biri oluyor 🙂 Bilinen markalardan alışveriş yapmak isteyenler için ise en iyi seçencek Siam Paragon ve CentralWorld Alışveriş Merkezleri. Bu yerlerin hepsine skytrain ile kolayca ulaşılabilir.

6) Ve tabi meşhur Thai masajı. Şehirde binlerce masaj merkezi var, temiz görünen bir yeri seçin ve günün tüm yorgunluğunu atın. Şehrin çoğu bölgesinde saatine 200Baht’tan (7$) fazla vermezsiniz, ayrıca her otelin kendi masaj servisi var ama fiyatın arttığını söylememe gerek yok tabi.

7) Sokak yemekleri Tayland’da günlük yaşamın en büyük parçası. Halk akşamın çökmesi ve mesainin bitmesi ile birlikte işlerinden evlerinden çıkıp kendini envai çeşit sokak yemeğinin arasında bir ziyafetle ödüllendiriyor. Dünyanın en iyi sokak yemeği Tayland’da, ızgara tavuk-dana gibi bilinen tatlardan, kurutulmuş balık, pad thai, tom yum goong gibi yerel lezzetlere, böceklerden, yılan kanı gibi cesaret sınırını zorlayan denemeliklere ve muhteşem tatlılara o [singlepic id=1056 w=200 h=150 float=left]kadar çok şey var ki. Üstelik çok ucuz. Bir yerde okumuştum da hesaplamışlar, aynı yemeği dışarıda yemek evde yapmaktan daha ucuza geliyormuş. Çok lezzetliler, bir kere başladıktan sonra bırakamıyorsunuz, sokağın bir ucundan diğerine varana kadar bir bakmışsınız on tezgahtan birşeyler almışsınız, ağzınız hiç boş durmamış 🙂 Ha bir de her gün bir iki tane hindistan cevizi almayı unutmayın. Hem çok lezzetliler, ihtiyacınız olan tüm mineralleri sağlıyorlar (diyelim ıssız bir adaya düştüğünüzde günde sadece bir hindistan cevizi suyu içerek rahatlıkla hayatta kalırsınız), hem de ucuzlar (30BHT). Üstelik uzun içkili bir akşam sonrası baş ağrısı için birebirler 🙂

8 ) Şehre kuşbakışı bakmak isterseniz Baiyoke Sky Tower derim. 84 katlı binanın en üst katında tüm Bangkok ayaklarınızın altında, hem gündüz hem gece ayrı şahanelikle manzara var. Çatıda ve üst katlarda bir çok restaurant ve bar bulunuyor.Geçen sene geldiğimizde akşam yemeği için açık büfesi olan bir yeri seçmiştik ve 600Baht’a kabuklu deniz ürünleri başta olmak üzere her çeşit yemeğin olduğu harika bir yemek deneyimi yaşamıştık.

9) [singlepic id=1059 w=200 h=150 float=right]Gece hayatına gelince, seçeneceğiniz o kadar bol ki. Şık bir gemiye kurulmuş lüks Bed Supperclub herkesin favorisi. Yatağa uzanıp egzotik dansçılar eşliğinde 5-6 farklı seçenek yemek servis ediliyorsunuz. Belli bir saatten sonra ise yataklar çekiliyor, ortam geceklübü haline geliyor. Ama pahalı yer, sadece akşam yemeği 80 Euro örneğin. Bunun dışında Bangkok’ta yaşayan ve çalışan yabancılar (expatlar) genellikle Nara sokağındaki küçük publarda takılıyor. Sırtçantalıların ve çılgın Taylandlı gençlerin buluşma noktası Khao San. En fazla 100 metre uzunluğundaki sokakta 100’e yakın eğlence yeri var. Sabaha kadar parti, gürültü, eğlence hiç dinmiyor. Tayland’ın karanlık yüzü ise Patpong sokağı, gitmedim ama gerçeküstü bir yer olduğunu söylüyorlar.

10) Tüm ülkede kral (Bhumibol Adulyadej) ve kraliçe çok çok seviliyor. Sokaklarda, otel girişlerinde, gece klüplerinde, kısaca her yerde kraliyet ailesinin büyük boy resimlerini görebilirsiniz. Halk haftanın her günü kralın ve kraliçenin favori rengine göre giyiniyor. Daha geçen hafta kralın 84. doğumgünüydü ve tüm ülke bu günde büyük bir kutlama yaptı ve işler tatil edildi. Turist olarak kral-kraliçe hakkında ileri geri konuşmanız sizi hapse kadar götürebilir. Bir de her sinema seansı öncesi milli marş okunurken ayağa kalkmayı unutmayın. Şimdi, bu kadar bağlılık neden diye merak edebilirsiniz. Ben ettim, çünkü, Tayland’ın [singlepic id=1168 w=200 h=150 float=left]bağımsızlığında rol oynamış, güçlü ülkelere kafa tutmuş, dünya çapında adını duyurmuş bir halk kahramanı değil sonuçta. Geçen sene Tayland’a geldiğimde sebebini bir rehberden öğrenmiştik. Krallarını seviyorlarmış çünkü… bir.. arada bir hapishanedeki mahkumlara af getiriyormuş, yani çok merhametliymiş ve iki.. geçenlerde yaralı yavru fillerin bakımı için herkesi seferber etmiş, yani tam bir hayvansevermiş. Yani, ne desem bilememiştim, adam bunları öyle ciddi anlatmıştı ki gülmeye fırsat bile bulamadım. Kral şu anda 30 milyar dolar serveti ile dünyanın en zengin kralı, ülkenin en büyük şirketleri onun ve ailesinin kontrolü altında. Sahip oldukları sektörlerde tekeller ve kimse krallarına olan saygılarından rakip şirket kurmuyor. Ama halkı için tam bir ilah, kral deyince akan sular duruyor. Yorum sizin..

Son olarak geçen sene yaptığım Bangkok gezimde çektiğim fotoğraflardan bir derleme..

[nggtags gallery=eski]

You may also like...

2 Responses

  1. Ayhan Çaylı says:

    Değerli Kardeşim Bekran Bey,

    Şu pek sevilen Tayland Kralı, yavru filler için hacadığı eforu, ülkesinde büyük baskılar altında yaşayan müslüman azınlık ve köle olarak çalıştırılan Myanmar’lı çaresiz insanlar için de gösterse daha iyi olmaz mıydı diye sormak istiyorum !

    Saygılarımla.

  2. Bekran says:

    Kral hakkındaki görüşlere ne kadar katılsam az, hiç anlamadığım şeylerden biridir bu ülkenin kralı.

Leave a Reply

Your email address will not be published.

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.